ÇOK GERGİNİZ ÇOOKKK....
Son yıllarda ülkemizde gözlemlenen toplumsal gerginlik, herkesin yada toplumun belli bir kesiminin yaşam kalitesini olumsuz etkileyen önemli bir sorun haline gelmiştir. Trafikte, evde ve sosyal
Son yıllarda ülkemizde gözlemlenen toplumsal gerginlik, herkesin yada toplumun belli bir kesiminin yaşam kalitesini olumsuz etkileyen önemli bir sorun haline gelmiştir. Trafikte, evde ve sosyal
Sosyal medya, günümüz dünyasında bireylerin sosyal, kültürel ve ekonomik hayatlarını derinden etkileyen bir araç haline gelmiştir. Milyarlarca insan, sosyal medya platformları üzerinden bilgi
666 Sayısı geçmişten günümüze, muhtemelen de kıyamete kadar kullanılacak bir isim, simge vb.... Ne anlam ifade ediyor? Nerden türemiştir? Kimler, ne için kullanıyor? 666 sayısı, genellikle kötülük
İnsan kaynakları ve Sendikalar; Çalışanların haklarını ve çıkarlarını korumak için aynı amaca yönelik çalışan iki farklı kurumdur. İnsan kaynakları, çalışanların işveren ile işverenin çalışanlar
Kişisel Gelişim Nedir? Kişisel gelişim, kişinin kendini tanıma, geliştirme ve potansiyelini gerçekleştirme sürecidir. Kişisel gelişim, kişinin kendini ve yeteneklerini keşfetmesi, hedefler
Beklentilerin çok ve yüksek olduğu bir seçime doğru ilerliyoruz. Ülkemizi, illeri, toplumu, bireyleri, hayatı, geçimleri.... - Eğitim - Sağlık - Diyanet - İçişleri - Finans - Çalışma alanı - Adalet
Russulaceae ailesinden Lactarius salmonicolor, Lactarius deliciosus ve Lactarius deterrimus mantarlarına Türkiye'de genel olarak verilen isimdir. Bunun yanında çam mantarı ve Melki mantarı, çintar
Bu yazımda işe iade davalarının ne zaman? Ne şekilde? Hangi sürelerde? Nereye başvurulması gerekiyor? Kısımlarına girmeyeceğim. Bu kısımları zaten istediğiniz zaman öğrenebilirsiniz. Bu sürecin
Makro şakaların içinde mikro gülmelerimizle hayatımıza renk katan ve 7' den 70' e herkesin de alanında uzmanlaştığı ekonomi finansal okurluğumuzla günlük seyrimize aynı dedikodu ve söylemlerle devam
Görünenin görünmeyenden istediği hızların içinde boğulmaya çoktan başladık. Ürettiğimiz teknolojilerle yarışır olduk. Uzaktan kumandalı televizyonlarla başlayan, bilgisayar sistemleri, cep
Dikkatimi çekmişti.... Türk Psikiyatri Derneğinin hazırladığı bir yazıyı yakın zamanda okumuştum, ülkemizde psikiyatrik vakaların sayısı 20 milyona yakın. Yıllar geçtikçe psikiyatri hastaları
ve "İNSAN", Sadece bir emir ile yaratılmıştı. Hâlâ sırrı çözülemeyen insan... Irklara ayrılan, kabilelere ayrılan, hakkında milyonlarca kitap yazılan... Kendine sınırlar çizen; ancak sınırlarını
Yaşadığımız yerküre 4,5 milyar yıl yaşında. Hayaller bir anda 4,5 milyar yıl öncesi gitti mi? Düşünüyor ve hayal ediyorsunuz değil mi? Düşünüyorum ve yaşayan / aramızdan ayrılan milyarlarca
Herşey "sen haklısın" yankılanması ile başlamıştı... Evet ben haklıydım, her konuda ben haklıydım, sadece yankılanma değil haykırmaya başladım haklılığımı. Dinlemeyen olursa da, sesimi yükselterek
İnsanlık namına çok ilerledik.... Öyle ilerledik ki, 400 km hızla giden bir aracın ilerlemesi gibi, dikiz aynasına bakmaya vakit bile bulamaz, bulsak ta göremez, görmeye fırsat olsa da ne olduğunu
Bir erkek olarak, kadınlar gününü anlatmak, olgunlaştırmak gerçekten zor. Fiziki olarak, hayalen, her an yanyana, karşı karşıya, birincil, ikincil, üçüncül anlamda, düşünce olarak henüz tam anlamıyla
Esaret içinde günlerimiz gelip geçiyor. Sabahın erken saatlerinde işe gitmek için uyanan bizler, belki çoğumuz arkada bıraktıklarımızla yollara düşüyoruz. Arkada bıraktıklarımız derken, okula gidecek
Sakın ha, kadınların diline düşmeye görün. Çoğu zaman küçük bir kelime bile yeterli olur, dedikodu kazanını kaynatmaya ve zamanla vazgeçilmez haline gelir. Küçük bir tepecik, büyür büyür büyür
sorular, sorular, sorular...hemen oturun ve yazmaya başlayın, kafanızın içindeki cevap arayan soruları. Bakalım sonu soru işareti ile biten cümle çıkacak? Ben denedim, yaklaşık 30'a yakın sonu soru
Hayatımıza, karanlık bir suyun içinde, onun nefesi ile, onun sıcaklığı ile yaşamaya başlıyoruz. Onun sevinci ile gülüyor, bazen de üzüntüsü ile ağlıyoruz, düşüncelerin akışına göre heyecanlanıyor
Soğuk hava ve mat renklerin ardından mis gibi atmosfer, etraf cıvıl cıvıl. Kuş sesleri, ilkbaharın renk cümbüşleri arasında bir anda bahar sarhoşluğu yaşamaya başladık. Herkesin beklediği odaların
Adına televizyon kanallarından sıkça rastladığımız, haber kuşağı, çizgi film kuşağı, sinema kuşağı, belgesel kuşağı vb...olan durum günümüzde X kuşağı, Y kuşağı, Z kuşağı olarak "aynı dönemlerde
Bazen sınırlar aile, akrabalar içinde çizilmez. Ruh dışarıya taşmak ister. Bilir ki, nefes alan her canlı ise aynı havayı solur. Bazen cesaret eder, bazen de kendini hapseder. Günün birinde kabuğuna
80'ler, 90'lar, 2000'ler derken; yıllar su misali 2018' e günler kaldı. Bazen iyi, bazen kötü, bazen hüzünlü, bazen sevinçli, vs...bazen heyecanlı oldu günlerimiz. Artık önümüzdeki yıla bakacağız.
Birleşmiş Milletler (BM) Nüfus Araştırma Birimi 2016 yılı verilerine göre dünya nüfusumuz 7.432.663.275 dir. Bu nüfusu; Kadınlar 3.683.351.180, Erkekler 3.749.312.095 oluşturmaktadır. Bu kadar
Soruyu önce kendimi sordum yanıt bulamayınca, boş durmadım ve bir hafta sonu Beşiktaş meydan da konu üzerine bay/bayan birçok kişiye ne ister sorusunu yönelttim ve tek kelimelik yanıtlar istedim.
Çoğu zaman “bir şey söyleyeceğim ama aramızda kalsın”, “duydun mu?”, “bak ne duydum”, “olanlardan haberin var mı”, “benden duymuş olma ama”, “dedikodu olmasın ama” diye başlayan cümlelerin devamıdır
Yaratılış özelliğimizde var, gezmek, görmek, eğlenmek, dinlenmek... Günlük koşuşturmaların içerisinde, yorulan bedenimizi dinlendirmek için evden uzaklaşmak isteriz. Gürültülü şehir stresinden biraz
Öylece size bakıyorum, farkettiniz mi? Yok yok şaka tabi Bu bakışın manası, karşımızda duran kendimize bakmak. Bazen derin derin, bazen kısa aralıklarla. Belki sorularla dolu, belki sorulara
Hayatımızın enlerinden olan vazgeçilmezimiz araç trafiği... Hergün yüzlerce kaza, gördüklerimiz, görmediklerimiz, duyduklarımız ve duymadıklarımız. Yaşam alanlarını bile araçlarımızla doldurmaya
Kimseyi, başkalarının anlattığı hikayelere göre yargılama (Platon) 21.Yüzyılın cahilleri; okuma-yazma bilmeyenler değil, okumayanlar, öğrendikleri yanlış bilgileri değiştirmeyenler ve yeniden
Merhabalar Değerli Arkadaşlar; Yeni olmayan; ancak hiç eskimeyen bir söz. "Söz sahibinin eseridir, ağzından çıktıktan sonra esiridir" Hz.Ali (ra)' den rivayet edilmektedir. Bilmediğimiz,
Liderlik; benim işim, ben liderim, lider doğmuşum, lider doğdum lider ölürüm vs...söylemlere yazılı, görsel, sözel, fiziki olarak çok kez tanık oluruz. Sonuç olarak ben lider miyim? değil miyim?
Günlük koşturmalarım içinde unuttuğum birçok konu oluyor. Market alışverişleri, araca yakıt alımı, spor yapma, iş arkadaşlarımla görüşme, sosyal medya arkadaşlarımla görüşme, mahallemdeki
Kahvenin 40 yıl hatırı vardır sözü nereden gelir merak ettiniz mi? Vaktiyle İstanbul’da Yemiş İskelesi’n de kahvecilik yapan ve başından türlü maceralar geçtikten sonra âma düşen bir adamdan naklen
Günler o kadar hızlı ki, yetişmekte zorluk çekiyoruz. Akıllı telefonlar, tabletler, dizüstü bilgisayarlar, akıllı saatler, akıllı tv ler, akıllı evler, akıllı araçlar vb...zaman hızına yetişemez
özlediğimiz renk; 6 Ocak 2017 Cuma günü akşamında İstanbul' un rengini değiştirdi. Son üç haftadır ha geldi geliyor derken, ansızın yağması nedeni birçoğumuz hazırlıksız yakalandı ve birçoğumuz
Hayatımızda o kadar çok unsur var ki, hepsinin dengesi birbirinden farklı. Vücudumuzu düşünün, birçok organ var, hepsi birbirine bağlı ve dengeli; ama hepsi birbirinden çokca farklı. Tüm bunların
küçüksün, büyüksün, tecrübelisin, tecrübesizsin, x kuşağısın, y kuşağısın, sarı renklisin, kırmızı renklisin, agresifsin....derken iş dünyasında da parçalara ayrılan gizli özne olduk. İş dünyası
Saniyeler, dakikalar, saatler, günler, haftalar ayları, aylar yılları eksiltti, eksiltmeye devam ediyor. Bazen zamanın neresindeyim şaşırıyorum. Yaş ilerledikçe zaman hızla akıp gidiyor yada
Bakıp ta göremediğimiz, görüp te bakamadığımız, görmezlikten geldiğimiz, fiziken var olmayan; ancak asla üzerimizden özellikle gözlerimizden atamadığımız gözlüklerimiz "at gözlüğümüz"... Gerekli
Merhabalar Değerli Arkadaşlar; Yeni bir konu ile yine sizlerleyim. Ön Yargı. Öncelikle Türk Dil Kurumundaki tanımına bakalım "Bir kimse veya bir şeyle ilgili olarak belirli şart, olay ve görüntülere
Psikoloji "bir bireyi, bir topluluğu belirleyen, yönlendiren düşünme, duygulanma, davranış biçimlerinin tümü" tanımlanıyor. Konunun temelinde nedenler çoktur. Neden böyle? neden şöyle? neden, neden,
Okumak bilgi almak ihtiyacımızdan çıkmış, okumak adına zihnimizdeki rafları dolduran bir alışkanlık haline gelmiş gibi. Hergün o kadar çok bilgi akışı gerçekleşiyor ki, neyi nerden ne için okumamız
Bilmiyorum...bilemedim...bilme... Hemen hergün o kadar çok konu karşımıza çıkıyor ki, bilmediğimiz konuya bile bilmiyorum diyemiyoruz. Peki neden? Şöyle durup insanların kafasına baktığınızda
Hergün o kadar çok konu karşımıza çıkıyor ki, konuşmamak elimizde değil dilimizde... Konuyla ilgimiz olsun olmasın, konuşmaz isek rahat edemeyiz içimize atmaktansa konuşmayı tercih ederiz.
Sevinci, acıyı, hayatı, bilgiyi, düşünceyi... paylaşmak, hayatına dair herşeyi paylaşmak... Belki ilk cümlede nasıl yani? soruları aklımıza gelmiştir. İnsan yaradılış gereği üstün donanıma
Konuşmaya başladığımız andan itibaren ölene dek, yüzlerce, binlerce insanla bir şekilde iletişimimiz olur. Peki bunlardan kaçı ile iletişimimiz devam ediyor? Datamızda kalan belki %20 lik kesimdir.
İçindeki sese kulak ver, sana neler fısıldıyor? onunla hiç dertleşiyor musun? yoksa kavga mı ediyorsun? Bazen gecenin sessizliğinde ortaya çıkıverir, bazen deniz kenarında, bazen doğa içinde iken,
Merhabalar Değerli Dostlar Hayata dair yazı dizimize çok yakında başlıyor olacağım. Çoğu zaman hızlı hayatımız bizi zorlasa da, hayatın hızlanmadığını sadece düşüncelerimizin fiiliyata hızlıca